13 Temmuz 2009 Pazartesi

doğu düşü

gökyüzünü aşındıran pirenevalelerle bir başka ruha bürünen ay
bir başka evrene tapacağı güne kadar güneşe tutsaktır, o halde
galaksiler arası bir diplomat olan beni benden ayrı yapan şey
bir gülün kendi dikenine duyduğu nefret kadar çirkin
ve bir o kadar elzem
ve kavuştaktır.

ve havvaya elma tadı veren tanrı,
ve ruhyüreklere freud olan sanrı
uykusunu bölerken gecenin o hep
ve hiç parlamayan yıldızların kaydığı
bir kaydıraktan ibaret düş
her düşüşte bir başka sürtünüş..

e aşk bu, iri kıyarsın kimi zaman bu çoğu zaman
nefretin ipini gerersin ve gergefi gece olan
hiç bir periyi ben öldürmedim, kıyamam.

içeride birine yazıp çıkacağım
toprak henüz hazır değil beni beslemeye
ben ölmedim ve doğmadım
geometri derslerinden kaçmıştım oysa, fakat
bir ışının, yani başı olan sonu olmayanın
dünyaya uğramasıydı aşk
uğratanın aaamına koyayım!

Hiç yorum yok: